29 Aralık 2014 Pazartesi

HuncaLife'tan Yılbaşı Paketi!

Geçtiğimiz haftalarda HuncaLife'tan çok şık bir yılbaşı paketi geldi. HuncaLife'ı birkaç yıl önce duymuştum; ancak ürünlerini deneme fırsatım olmamıştı, bu vesileyle de HuncaLife'la tanışmış oldum :)


Gerek gönderilen gerekse katalogdaki ürünlerin içeriklerini incelediğimde, HuncaLife'ın doğal içeriğe önem verdiğini gördüm. Silikon, paraben içermeyen ürün yelpazesi bir hayli geniş.
Aynı zamanda hayvanlar üzerinde test yapmamaları da çok büyük bir artı.

Kutudan çıkan Delight Thearpy narlı yüz kremi ve peeling harika kokuyor! Yüz kremim bitmişti, tam üzerine denk gelmesi süper oldu; zira yağlı bir his bırakmadan hemen emiliyor ve yüzümü yumuşacık yapıyor. Kokusu çok uzun süre kalmıyor. Peeling'i denemek içinse hali hazırda kullandıklarımın bitmesini bekliyorum.



Kutuda beni en çok heyecanlandıran ürün Nature Balance Aloe Vera & Yeşil Çaylı deodorant stick'i oldu. Bu deo stick, oldukça zararlı bir madde olan alüminyum içermiyor.  Alüminyumsuz deo stick kolay kolay bulunmuyor. Elimdeki stick bitince hemen buna başlayacağım.

Hair Specialist sarımsaklı şampuanı ise paket geldiğinden beri severek kullanıyorum. Sarımsak kokmuyor, kıvamı akışkan ve saçlarımı yumuşacık yapıyor. Tek eksi yanı ise SLS içermesi.

Alum Deo Spray'i en başta normal vücut spreylerinden zannettim. Paraben ve alkol içermiyor ve kokusuz. Koltukaltına uygulanıyor, kurumasını bekleyip giysilerinizi giyiyorsunuz. İlginç ve farklı bir ürün, yaz aylarında terlediğimde deneyeceğim.



Katalogda görüp dikkatimi çeken Naturilies çay ağacı yağı kremi ve Love Your Body kiraz çiçeği kokusu en kısa zamanda edineceğim ürünler :)

HuncaLife'a üye olmak şu sıralar 1 tl. Eğer siz de üye olup birbirinden çeşitli ürünleri denemek istiyorsanız internet sitelerinden bilgi alabilirsiniz.

HuncaLife'a bu güzel paketleri için teşekkür ediyorum :)

18 Aralık 2014 Perşembe

Narecza.com'dan Dikkat Çeken Ürünler

Kozmetik alışverişlerimi, özellikle de dermokozmetik alışverişimi hep internetten yaparım. Bunun nedeni, hem fiyatların uygunluğu hem de alışveriş yaptığım siteye duyduğum güven. Son zamanlarda uygun fiyatları ve %100 müşteri memnuniyeti motto'suyla kendini belli eden Narezca.com'da dikkatimi çeken markalardan/ürünlerden bahsedeceğim.



- Protective Eye SBF 15, göz çevresi kremi ve
- Oil Free SBF 15 nemlendirici krem, yağlı bir cilde sahip ve güneş korumasının önemini bilen biri olarak ilk bakışta gözüme çarpan ürünler.

- El ve vücut için leke açıcı kremi oldukça popüler. Yağsız ve hafif bir yapısı var. Diğer ürünleri için şuraya bakabilirsiniz.


- Boyanan saçlarının yıpranmasını, kırılmasını istemeyenler için Henna Plus saç boyaları birebir. Saç boyalarının olduğu kadar şampuanlarının da içerikleri temiz. Şampuanlarının içerisinde amonyak, sülfat, paraben, PEG gibi zararlı maddeler içermiyor. Koyu kahverengi saçlar için olan şampuanını şuradan inceleyebilirsiniz.




Janson Beckett DermoExcel 7 Derin Kırışıklıklar, derin ve zor kırışıklıklar için son derece iddialı bir ürün. Bu ürün derin kırışıklıkları azaltmayı, yeni kırışıklıkların azalmasını ve cildin sıkılaşıp onarılmasını vadediyor. 

- OHD Peptide 3 For Smokers Yüz ve Boyun kremi, gördüğüm en ilginç ürünlerden biri. Özellikle sigara içenler için üretilmiş bu ürün, erken yaşlanmayı önleyerek cildi nemlendiriyor, besliyor ve onarıyor. %100 doğal içeriğe sahip. 




Narezca'yı Facebook, Twitter, ve Youtube hesaplarından takip edebilir, 444 1 401 numaralı telefonlarından iletişime geçebilirsiniz ;)

15 Aralık 2014 Pazartesi

GARNIER'den Muhteşem Yenilik ''NEEM Arındırıcı Temizleme Jeli''

Günaydın! Yepyeni bir içerik, yepyeni bir ürünle karşınızdayım bugün. Sözü fazla uzatmadan, Garnier'in son ürünü olan Saf &Temiz serisinin en yeni üyesi NEEM Arındırıcı Temizleme Jeli anlatacağım. Tabi ''NEEM'' bir yazım hatası değil, benim ilk defa duyduğum ve duyduğumda da oldukça heyecanlandığım bir ağacın adı. Nasıl Kleopatra'nın Kil, Afrodit'in Süt ve Helen'in Gül banyosu yüzyıllardır süre gelen güzellik sırlarıysa, öğrendim ki Hindistan'da da yüzyıllardır 7'den 70'e güzellik için kullanılan NEEM ağacı yaprakları var. Çay ağacı ve Neem ağacı yaprakları, cilt sorunlarına savaş açması ve pürüzsüzleştirmesi etkisi yönüyle Hindistan'da o kadar popülermiş ki NEEM ağacından ''Köy Eczanesi'' diye bahsedilirmiş. Bugün sizlere anlatacağım ürün ise, Neem yaprakları özünü; Garnier'in bizler için son teknoloji labortuarlarında hazırlayıp evlerimize kadar getirdiği Arındırıcı Temizleme Jeli. Yazının devamı için tık tık.




Genel özelliklerinden bahsedecek olursam, jel oldukça likit kıvamlı.Dışarıdan bakınca ambalajın içi görünmediğinden, ben şeffaf beklerken içerisinden fıstık yeşili bir jel çıkması tam bir sürpriz oldu (: Gramajı çok büyük değil fakat çok küçükte değil 100ml. Hem denemek hem de etkilerini gözlemlemek için ideal bir boy, benim gibi sık seyahat edenlerin seveceğini düşünüyorum. Ayrıca fiyatı sanırım şimdiye dek gördüğüm en uygun temizleyici.

En sevdiğim özelliği ise şu oldu; Hani hep derler ya ürün kullanırken tanımı ufak bir nohut tanesi kadar avucunuza döküp köpürtün ki hiç bir üründe benim suratıma nohut tanesi yeterli gelmez ve bir avuç ürün kullanırım her seferinde. Fakat bu üründe tabiri caizse mermicek tanesi kadar ürün tüm cildinize yetiyor ve her bölgeyi köpürterek gayet etkin bir temizlik sağlıyor. Nereden mi biliyorum? Hem makyajlı hem makyajsız cildim de denedim sonuç ikisinde de aynıydı. Makyaj kalıntısı bırakmıyor cildi arındırıyor, ferahlatıyor ve daha canlı bir görünüm kazandırıyor. Fakat ben şuan ilaç tedavisinde olduğumdan cildim extra kuru,ilk esnada tamamen cildimi gerecek daha fazla kurutacak diye çok korktum. Fakat oldukça temizleyici bir içeriğe sahip olmasına rağmen sadece dudak çevremi hafif kuruttu. Cildi yağlı olan kardeşimde ise hiçbir kuruma, gerginlik, hassasiyet, kaşıntı veya herhangi bir iritasyon yapmadı. Bu açıdan iki farklı cilt tipinde de denediğimden. Rahatlıkla şunu söyleyebilirim; Aşırı kuru cilt tipleri hariç herkesin kullanabileceği bir temizleyici.

Siyah noktalar hakkında şu an konuşmam için erkende olsa çok umutluyum fakat sivilceler hakkında şunu söyleyebilirim. Bir gün içinde sabah ve akşam olmak üzere cildimi NEEM jel ile yıkadım ve sivilceler üzerindeki etkilerini kısa zamanda alacağımı umut ediyorum. Sizde tam sonuç almak için sabah, akşam kullanmanızı tavsiye ediyorum. Ayrıca içeriğinde salisilik asit bulundurması da sivilceler ve siyah noktalarla savaşta büyük yardımcı olacaktır. Eğer sizler de benim gibi ilerleyen zamanlarda neler olacağını merak ediyorsanız. Birlikte deneyip görelim.

Bu yeni ve güçlü içerikli temizleyici hakkında siz neler düşünüyorsunuz, yorumlarınızı merak ediyorum?

Sevgiler, hoşçakalın...

İçerik: http://www.sherfinka.com/
Bir boomads advertorial içeriğidir.

27 Kasım 2014 Perşembe

GRİ VE SOĞUK KIŞ GÜNLERİNE; RENKLİ LENSLERLE RENK KAT!!!

 

Alcon AIR OPTIX® COLORS kontak lensler; gri kış günlerinde bakışlarınıza renk katarak, ortamı ısıtmanıza yardımcı olacak.

Göz bakımında dünya lideri Alcon tarafından üretilen ve güzellikle konforu aynı anda sağlayacak şekilde tasarlanan AIR OPTIX® COLORS renkli lensler; kış günlerinin gri havasını dağıtmamıza yardımcı olacak.

Parlak Mavi, Mavi, Gri, Gümüş Gri, Zümrüt Yeşili, Yeşil, Ela, Bal Rengi ve Kahverengi ile 9 renkten oluşan geniş bir yelpaze sunan AIR OPTIX® COLORS kontak lensler; “3’ü 1 arada” teknolojisi ile doğal ve canlı bakışlara sahip olma imkanı sunuyor.

Koyu bordo ve koyu kırmızı rujlu dudakları; sadece bolca maskara kullanarak öne çıkartan bu kışın makyaj trendinde; AIR OPTIX® COLORS kontak lensler ile sade ama aynı zamanda baştan çıkarıcı bir etki yakalamak mümkün olacak.

Silikon hidrojen yapısı ile lens içinden 6 kata kadar daha fazla oksijenin geçmesine izin vererek, gözlerin maksimum düzeyde nefes alabilmesine olanak sağlayan AIR OPTIX® COLORS kontak lensler; renkli bakışlara baştan çıkarcı bir doğallık ekliyor.

Alcon tarafından nefes alma özelliğiyle, güzellik ve konforu aynı anda sağlayacak şekilde tasarlanmış AIR OPTIX® COLORS renkli lenslerinden; numaralı ve numarasız olarak edinmek mümkün.


*Göz kontrolü ardından reçete ile satışa sunulan AIR OPTIX® COLORS renkli lenslerin, 1 ay süreyle günlük olarak kullanılması öneriliyor. AIR OPTIX® COLORS kontak lensleri; her bir eşsiz rengin, kullanıcının kendi göz rengiyle hafifçe karışmasına izin veren, irisin ince renk farkını taklit eden çığır açıcı üçü bir arada FreshLook® COLORBLENDS® teknolojisi ile üretiliyormuş. FreshLook® COLORBLENDS® teknolojisi ayrıca göz ile renk etkileşimini azaltmak için rengi lens malzemesi içinde muhafaza ediyor.

*AIR OPTIX® COLOR kontak lenslerinin uygunluğu için göz doktorunuzu ziyaret etmek zorunda olduğunuzu da unutmamakta fayda var.

AIR OPTIX® COLORS kontak lensler hakkında daha detaylı bilgi almak için; 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Kasım 2014 Perşembe

SİNOZ Kuru Yağ Mucizesi İle Tanışın!


KURU YAĞ MUCİZESİ İLE TANIŞIN
Modern çağda sağlıklı ve bakımlı bir cilde sahip olmak hepimizin arzusu, sivilceler, cilt lekeleri, cilt kırışıklıkları, saç dökülmesi gibi sebeplerden ötürü bakımlı görüntümüz kaybolur.
Dış görünüşümüzün sağlıklı görünmesi için çeşitli yollara başvururuz. 
Sinoz’un uzun süren ar-ge çalışmaları sonucu ürettiği Kuru yağ, yüz, saç ve vücudumuzda kullanılarak cilt lekeleri ve sivilceler başta olmak üzere bir çok cilt sorununun yok olmasına ve sağlıklı bir cilde kavuşmanız için  bundan böyle en büyük yardımcınız olmaya aday.
Avrupa ve Amerika’da yılın kozmetik ürünü olarak değerlendirilen kuru yağın en büyük özelliği tamamen doğal yağlardan üretilmesi ve cilt tarafından hızlıca emilerek  yağlılık hissi bırakmaması ve durulama gerektirmemesi.

SİNOZ KURU YAĞIN CİLDE ETKİLERİ NELER?
Sinoz Kuru yağ’ın  içeriğinde bulunan ve cilt için her biri mucize niteliğindeki doğal yağlar bulunur.
Yüz bölgesinde kullanıldığında :  
başta güneş lekeleri, sivilce izleri ve kırışıklıklar olmak üzere bir çok sorunun hızlıca ortandan kalkmasını sağlıyor. İçeriğindeki E vitamini sayesinde cildi beslerken,  cildin ihtiyacı olan nemi ona vererek kırışıklık oluşumunun önüne geçiyor.  
Sinoz Kuru Yağı vücutta kullandığımızda: 
Sinoz Kuru Yağı vücut bölgenizde kullandığınızda, vücudunuzun ihtiyacı olan nemi ve bakımı ona verirken cildinize ipeksi bir yumuşaklık ve temizlik hissi kazandırıyor, Özellikle güneşten sonra kullanıldığında cildi rahatlatan ve bakım yapan bir ürün olarak Sinoz Kuru yağ kesinlikle en iyi vücut bakım ürünü olmaya aday.
Saçlarımızda kullandığımızda:
 Sinoz kuru yağı çekinmeden saçınıza püskürtün, saç uçlarındaki canlılık ve parlaklığı anında hissedeceksiniz. Saçlarınızın gerçek rengini ön plana çıkaran, kırılmasını yıpranmasını engelleyen adeta bir koruma kalkanı gibi saçlarınızı dış etkenlerden koruyan kuru yağın müdavimi olacaksınız.
Yukarıda da bahsettiğimi gibi,  Yüz saç ve vücutta yağlılık hissi bırakmayan ve her biri birbirinden faydalı 10 doğal yağın özel olarak formüle edilmesinden elde edilen kuru yağ tüm cilt sorunlarınıa tek bir ürünle çözüm getiriyor
KURU YAĞIN İÇİNDE HANGİ YAĞLAR VAR?
Sinoz firmasından edindiğim bilgilere göre zaten herkesin faydasını bildiği Argan yağı cilt lekeleri ve koruyucu bakım özelliği bakımından Sinoz yetkilileri tarafından ihmal edilmemiş. İşte size küçük bir araştırma sonucu Sinoz’un Kuru yağının içeriğine koyduğu yağlar ve birkaç cümleyle faydaları.
Argan yağı, hücre yenileyici etkisi sayesinde cilt lekelerini gidermede ve
yaşlanma etkilerini gidermede etkilidir.
Üzüm Çekirdeği Yağı : Cildi nemlendirir, çok güçlü bir antioksidandır.
Macadamia yağı : cilt tahrişlerinin önüne geçer ve cildi nemlendirir.
Kayısı çekirdeği yağı : A vitamini barındırır, güneşin zararlı ışınlarına
karşı cildi korur, nemlendirir.
Avakado Yağı : Cildi nemlendirir ve canlandırır. Yaşlanma belirtilerini
yavaşlatır. A, B, D, E vitaminlerini içerir.
Jojoba Yağı : Antialerjendir. Aknelere iyi gelir, kırışıklıklarda etkilidir.
Saç kırılmasını engeller. Sivilceli ve yıpranmış ciltlere faydalıdır.
Nar Çiçeği Yağı : Cildi besler, sıkılaştırır, yaşlanma etkilerini
geciktirir, cildi tazeler
Portakal Yağı : Karma ve yağlı ciltler için etkili bir bakım yağıdır, C
vitamine ilaveten B, E ve P vitaminleri içerir, cilt sıkılaştırıcı özelliği
vardır.
Çay Ağacı Yağı : Akne, siyah nokta ve sivilce izlerinde etkilidir,
antiseptik özelliğinden dolayı çok iyi bir cilt temizleyicidir.
Defne Yağı : Cilt lekelerine karşılı etkili olan defta yağı, saça
sürüldüğünde ise saç dökülmesine karşı etkilidir.

Sinoz kuru yağ lansmana özel 79 lira gibi ekonomik bir fiyata çıkmış, düşünün hem cilt lekeleri, hem sivilceler hem kırışıklıklar hem saç bakımı gibi faydaları saymakla bitmeyecek bir ürüne hemde 100 ml lik şişesinde sahip oluyorsunuz. Sinoz ürünlerini çağrı merkezi vasıtasıyla direk müşterilerine ulaştırıyor, dilerseniz telefon açıp sipariş verebiliyorsunuz, üstelik türkiyenin her yerine kapıda ödeme sistemi ile kargo parası bile ödemeden sipariş verebilirsiniz.

Sinoz’un telefonla sipariş hattı 0850 811 02 03 internetten ürünü incelemek yada sipariş vermek için www.kuruyag.com u ziyaret edin.

2 Kasım 2014 Pazar

FaceDermo Çekilişinin Kazananı!

FaceDermo ile ortaklaşa düzenlediğimiz, birkaç gün süren sürpriz çekiliş dün sona erdi. Katılanları tek tek kontrol ettim ve bir çekiliş klasiği olarak random.org'a girdim. 


Veee La Roche-Posay Effaclar Jel ve Babe Aloe Jeli kazanan 23 numarayla Nazan İmzalı oldu! Tebrikler!

Kendisine en kısa zamanda mail atıyor ve adresini istiyorum.

FaceDermo'nun indirimli fiyatlarına ve geniş ürün yelpazesine göz atmak isterseniz buradan buyrunuz ;)

Bir sonraki çekilişte görüşmek üzere!

30 Ekim 2014 Perşembe

Büyük Gratis İndiriminden Aldıklarım!

Artık hepinizin bildiği gibi Gratis mağazadaki bütün ürünlerde %40 + %10 indirim yapmış, son gün bu pazar. İndirim sistemi şöyle işliyor: önce fiyatlardan %10 düşüyor, sonra %40 düşüyor. Yani toplam indirim %46 oluyor. Neredeyse yarı yarıya.

Uzun zamandır almak istediğim, ihtiyacım olan veya gözüme çarpan ne varsa, fiyatlarına bakmadan aldım denebilir :) Eve geldikten sonra bütün kız arkadaşlarıma "Gratis'te her üründe neredeyse yarı yarıya indirim var, koşunnn!" yazdığım mesajı forward ettim, bazısını telefonla aradım :)

Aldıklarımın indirimsiz, normal fiyatlarını yazıyorum, indirimler bu fiyatlar üzerinden oldu.


- SPAtopia Argan Yağlı Duş Jeli: 13.90 (Kokusu çok hoşuma gitti. İçeriği de nispeten daha temiz gelince deneyeyim dedim)
- Giovanni 2 Chic Blow Dry Sprey: 21.75 
- Argan Oil Isıya Karşı Koruyucu Sprey: 15.50
- Otacı Isırganlı Şampuan: 14.50
- Johnson's Baby Ocean Kolonya: 12.90 (En son çocukken kullanmıştım, yıllardır almak istiyordum)
- Crysal Essence Roll-on: 11.50 (İçeriği temiz roll-on bulmak çok zor, bir de bunu deneyeyim)
- The Balm Put a Lid On It: 31.90 (Bu ürünün 2 yıldır peşindeyim. Gratis'lerde normal zamanlarda bile bulamazken indirimde birkaç tane bulunca bir kendime bir de arkadaşıma aldım.)
- NOB Oje Çıkarıcı Mendil: 4.35 (Vazgeçilmezim!)
- Vi-Vet Kartuş: 5.50
- Minel Multi 40'lı Bulaşık Deterjanı: 14.90 (En avantajlısı bu oldu. 40 adet tablet 7-8 tl'ye geldi!)
- Eklips Duş Lifi: 1.95
- Eklips Tavşanlı Fular: 11.90 (Çok sevimli olunca 2 renginden de aldım :) )
- Bebak Krem: 7.90
- Benri Çubuk: 1.75

Kullanmak için en çok sabursırsızlandığım ürünler ve sonunda benim olan Gratis çantam da şu şekilde :)

Gratis'e bu süper indirimi için teşekkür ediyoruz, bu stoklar uzun bir süre idare eder :)

26 Ekim 2014 Pazar

KAPANDI! Çekiliş: FaceDermo'dan Bir Kişiye La Roche-Posay Effaclar Jel ve Babe Aloe Jel Hediye!

Uzuuuun bir aradan sonra süper ve şartları çok kolay bir çekilişle aranızdayım!

Türkiye'nin bir numaralı dermokozmetik sitesi FaceDermo ile birlikte yaptığımız bu çekilişte bir kişi La Roche-Posay Effaclar Jel 125 ml ve Babe Aloe Jel 125 ml kazanacak! 



Şartlar çok kolay. Yapmanız gereken:
- Sağ tarafta "Bu Siteye Katılın" yazan yere tıklayıp blog'umu takip etmeniz
- FaceDermo twitter hesabını takip etmeniz.
- Bu yazının altına mail adresinizi yorum olarak bırakmanız.

Çekiliş 1 Kasım 2014 akşamı son bulacak, katılmak için elinizi çabuk tutun :)
Kazananlar çekiliş bittikten sonraki gün açıklanacaktır.
Bol şans! :)

14 Ekim 2014 Salı

Sen de Kotex Kullan, Hayatından Kuralları Kaldır!

Merhaba!

Umarız her şey yolundadır.

Senin de bildiğin gibi pek çok kadın özel günlerinde rahatsız ve endişeli hissediyor ve bu yüzden de kendilerine bazı kurallar koyuyor. Oysa doğru ürünleri seçen kadınların bu dönemde kendilerine kurallar koymalarına ve hoş olmayan bazı durumları yaşamalarına hiç gerek yok. Yenilenen ürünümüzü tanıtmak amaçlı hazırladığımız reklam kampanyasıyla bu durumu gözler önüne serip, Kotex’in kadınların ihtiyaçlarını anladığını ve bu süreçte onların

yanında olduğunu anlattık. Aynı zamanda kadınları www.kurallarikaldir.com web sitesine davet ederek kurallarını bizimle paylaşmalarını istedik. Paylaşılan 5000 kural arasından bu dönemde karşı karşıya kaldıkları zorlukları en yaratıcı şekilde anlatan 3 kişinin kuralını seçerek Demet Evgar’la eğlenceli skeçler haline getirdik.

Evet biliyoruz hangisini seçtiğimizi merak ediyorsun :)

Birinci kuralımız arkasını görebilmek için çözümü fotoğraf çekmekte bulan Seren Nur Öztürk’e ait. Seren aynı zamanda birinci seçilen kuralın sahibi olduğu için Demet Evgar’la bu skeçte oynadı. Özel gününde daha fazla hijyenik ped taşımak için küçük çanta yerine büyük çanta tercih eden Seçil Düvenci’nin ve yine o günlerde hışırtılara karşı anlamsız sesler çıkartarak önlem alan Sevda Bayar’ın kuralları da ikinci ve üçüncü olarak Demet Evgar tarafından canlandırıldı.

Biz videoları çekerken çok eğlendik, umarız sen de izlerken bizim kadar eğlenir ve herkesle paylaşırsın.

Videoları tekrar tekrar izlemek istersen, hepsini www.kurallarikaldir.com’da bulabilirsin!

Sevgiler,

Kotex


Bir boomads advertorial içeriğidir.

5 Temmuz 2014 Cumartesi

Yaz Sıcaklığında Cilt Cankurtaranı: Garnier Saf & Temiz BB Krem


Garnier Saf ve Temiz BB Krem Yorumlarım

Yaz mevsiminde en sinir olduğum durum, yapış yapış his bırakan yağlı makyaj ürünleridir. Cildimin kusurlarını kapatsa da yapısından dolayı evlat olsa çekilmez kıvamdaki ağır yapılı fondötenler adeta bir yaz işkencesine dönüşüyor. Hatta daha hafif formlu BB Kremler bile zaman zaman cildimi bunaltabiliyor.  Yaz zamanı, varlığını hissetmeyeceğim kadar hafif, karma cildimle dost ve güzelliğimden de taviz verdirmeyecek kadar kapatıcı bir BB Krem bulmak çok zor. Hem bir BB Krem daha ne kadar hafif olabilir ki?

Ben tam da böyle düşünüyorken, “saf ve doğal görünümün kusursuzluğu” iddiasıyla ilgimi çeken Garnier Saf ve Temiz BB Krem’i büyük bir merakla denedim. Son zamanlarda Garnier’in BB Kremlerde yaptığı ataklar malum, inanılmaz başarılı. Hatta uzun bir zamandır da Garnier BB Cream Roll-On Concealer’ı kullanıyorum ve oldukça beğeniyorum. Göz altı kapatcısından muazzam kaldığım Garnier ‘in Saf ve Temiz BB Kremi ‘ni ilk kullandığımda duyduğum his ferahlık oldu. Nasıl hoş, nasıl ferah bir kokuya sahip öyle, insana buram buram tazelenme hissini sağlıyor. Karma ve yağlı ciltler için özel üretilen ve içeriğinde Salisilik Asit bulunan bu BB Krem’in en güzel yanı, problemli ciltler için de biçilmiş kaftan olması. Eğer cildiniz size zorluk yaşatmak için elinden geleni yapıyor ama siz de güzel görünmek için makyaj malzemeleri kullanmaktan kendinizi alıkoymak istemiyorsanız, tam da bu isteğinize cevap olabilecek nitelikte bir BB krem artık var. Ten makyaj ürünlerini uygularken her zaman nemli bir makyaj süngerinden yardım alıyorum. Makyajımda daha doğal ve daha nemli bir görüntü bırakıyor ama Garnier Saf ve Temiz BB Krem’in yapısı hafif olduğu için ellerinizle de uygulayabilirsiniz. Kullandığımda ise gözlemlediğim; sağlıklı görünüme kavuşmuş ve lekelerden, kızarıklarından, renk eşitsizliklerinden kurtulmuş bir cilt. Aynı zamanda içten içe bir bakım sağlaması da cabası. Yani 2 önemli görev 1 arada. Kapatıcılık ile kusursuz görünüm, bakım ile problemli ciltlere destek. Üstelik cep yakmayan cüzdan dostu fiyatı ile.


Gözeneklerinizi tıkamadan, sadece görünümlerini düzelterek ama aynı zamanda cildin nefes almasına da izin vererek cilt dokusunu hedefleyen Garnier Saf ve Temiz BB Krem’in tek özelliği bu da değil. Tanıdığım her ama her dermatolog, güneş kremi kullanma konusunda bana öğütler veriyor. “Ne kadar cildine bakarsan bak, güneşten yeterli şekilde korumadığın sürece cildin taze dokusuna zarar verirsin” Ben de olabildiğince cildimi güneşten korumaya çalışıyorum. Hem yaz hem kış mevsiminde güneş krem kullanmayı eksik etmiyorum. Tercihen de güneş koruyuculu makyaj ürünlerini kullanıyorum. Garnier BB Krem 15 GFK içeriyor. Bilirsiniz, güneş koruma özelliği bulunan makyaj ürünlerinin pek çoğu ortak bir paydada toplanır: cildi yağlandırır. Cildi güneşten korur korumasına ama yağlandırarak korur. Bu da çoğumuzun istemediği, hatta gün boyunca rahatsızlık duyduğu bir durum. İşte bu BB Krem‘de bunun zerresi yok. Yağlandırma, rahatsız hissi oluşturma oranı %0.


Yaz zamanı yağlıya dönük karma cilt yapımda Garnier Saf ve Temiz BB Krem ilaç gibi geldi. Salatalık kokusunun baskınlığındaki ferah yanı, cilt dostu yapısıyla gönlümdeki yerini aldı. Gün içerisinde parlayan T bölgem için yanımda bir pudra taşımama gerek yok artık. Garnier BB Krem makyaj çantamın yeni yıldızı oldu bile!

İçerik: Miskinkek.blogspot.com
Bir boomads advertorial içeriğidir.

9 Haziran 2014 Pazartesi

Yetişkinlikte Ortodonti Tedavisi

Selamlar!
Blog'uma kozmetik dışında yazı yazmamaya gayret ediyorum ama ortodonti konusu dış görünüşü direkt etkilediğinden, güzel dişlerin de bir insanı güzel yapan etkenlerin başında geldiğinden, tedavim hakkında yazmaya karar verdim.

Rujumdan da eksik kalmam :)

Ortaokuldayken ortodonti tedavisi görmüştüm; ancak o zamanki ortodontistim işini bilmediği için daha sonra dişlerim bozuldu. Bozulmaktan kasıt, alt dişlerimin bozulması, üst dişlerimin de biraz önde durmasıydı. Dişlerim sokaktaki insanların %90'ınkinden düzgündü ama ben daha da mükemmel görünmelerini istiyordum.

25 yaşıma girdikten birkaç hafta sonra kararımı kesinleştirip ilk bulduğum ortodontiste gittim. (Şansıma, işini en iyi yapan, mükemmel bir ortodontist çıktı) 4 dişimi çektirmem gerektiğini söyledi. En başta pek yanaşmadım; zira sağlam dişlerdi. Ancak internette biraz araştırma yapınca ve daha önce ortodonti tedavisi görmüş kişilerle konuşunca bunun çok normal olduğunu gördüm. Aksine, eğer dişlerinizi çektirmeden tedavi görürseniz daha sonra o dişlerin birbirlerini sıkıştırıp bozulma ihtimalleri daha yüksek.
4 dişimi çektirdim ve tedavi başladı. Gerek braketlerin yapıştırılması, gerekse sonraki zamanlarda hiç acı hissetmedim

Eğer bir miktar daha fazla para verseydim seramik braketlerkle tedavi görebilirdim, onlar sadece yakından belli oluyor. Ama metal braketler daha iyi olduğu için tercih etmedim.

Geçen yaz ağustosta başladığım tedavimin bitmesine 5-6 ay kaldı. Dişlerim zaten çok bozuk olmadığı için dizilimi 7-8 ayda tamamlandı. (Bu süreçte 3 ay yurt dışında olduğumdan gelemedim, gelebilseydim daha bile kısa sürebilirdi) Şimdi de çekilen dişlerin boşluklarını doldurmak için dişleri geriye çekiyoruz. 

Gelelim sosyal hayattaki etkilerine... Ben en başta herkesin dikkatini çekeceğini, soru yağmurundan rahatsız olacağımı düşünmüştüm :) Kimse fark etmiyor, konusunu açmıyor. İnsanlar bana hiç farkında olmadan sakız, elma, cips vs. ikram ediyor, o kadar önemsiz bir ayrıntı yani :) 
25 yaşında ortodonti tedavisi görmek insanın yaşını daha küçük gösteriyor ve -bence- bi masumiyet katıyor :) Bunun ekmeğini yediğimi söyleyebilirim :)

Aşk hayatında ise korkulacak bir şey yok. Çok rahat söyleyebilirim ki, tedavi görmeye başladığımdan beri kısmetim açıldı :) Bunun nedeni, artık kendime daha fazla güvenerek sürekli gülümsemem olabilir :) Bir de, bir erkek tellerimi önemsemeden bana yaklaşıyorsa gerçekten hoşlanıyor demektir. Bu faktör de karşı cinsin gereksiz bireylerinin kendi kendilerini elemesine yol açıp, yalnızca benden gerçekten hoşlananlara vakit ayırmamı sağlıyor :)

Dişler bir insanın en çok görünen yeridir. Bir insan, hele de bir kadın ağzı kapalıyken ne kadar güzel olursa olsun, güldüğünde yamuk yumuk, çarpık dişlerini gördüğümde bütün güzelliği gidiyor. 40 küsur yaşında olup tedavi olanları gördüm. O yüzden "yaşım geçti", "dişlerimi çektiremem" diye düşünmeden, 1-2 yıl katlanıp sonrasında ömür boyu inci gibi dişlere sahip olmanızı tavsiye ederim ;)



8 Haziran 2014 Pazar

Bath & Body Works - Vanilla - Buttercream El kremi

Bu kremi ABD'den 5$'a almıştım. Vanilya-karamel karışımı, harika ve kalıcı bir kokusu var. Ellerim çok çabuk kuruduğu için gün içinde sık sık el kremi kullanırım.
Dersteyken bile el kremimi tazelerim. Bir gün dersteyken her zamanki gibi kremimi sürdüm, dersi dinlemeye devam ettim. Hoca yanıma kadar geldi, "Burası pamuk şeker kokuyor" dedi, hiç üzerime alınmadım :) Daha sonra yine aynı hocanın dersinde kremimi tazelerken hoca kokunun kremden geldiğini anlayıp ders anlatmayı kesti ve bir süre kremimi inceledi :) 
Kokusu koca bir sınıfa yayılıyor, parfüm niyetine bile kullanılabilir :)
Bana biraz pahalıya geldi ama siz BBW'ün o "çılgın" indirimlerine denk gelirseniz bakabilirsiniz. Tek kötü yanı içeriğinin çok temiz olmaması.

4 Haziran 2014 Çarşamba

Habercilikte Sosyal Bir Devrim: Hurriyet Sosyal

Hoolaa Kermylerim !

Sizlere müthiş dijital yeniliğin haberini vermenin heyecanı içindeyim. Dünyada ilk defa uygulanan "habercilikte sosyal bir devrim yaratan " türden bir inovasyon hareketi ile Hurriyet.com.tr; yine bir ilke imza atıyor. Bir haber sitesinin sosyal tabanlı bir haber sitesine dönüşümünü okuyucularının aktif katılımı ve iletişim içinde olmalarını sağlayacak oluşumu hep birlikte etüt ediyor olacağız .

Alıştığımız haber siteciliğine çok farklı bir soluk getiren Hürriyet Sosyal ile ilgilendiğiniz kategorileri , sevdiğiniz yazarları takip ederken sosyal gücünüzü etkin bir şekilde kullanabileceğiniz ve aktif olarak dahil olabileceğimiz bir sosyal habercilik anlayışı bizi bekliyor . Bir haber sitesi hayal edin ki sosyal medya hesabınız gibi kullanıp atı olarak kendi gündeminizi yaratıp , fikirlerinizi iletebileceğiniz tartışıp eleştirebileceğiniz kişiye özel gazete imkanı sunacak size belki inanılmaz gelebilir kulağa. Ama tanıyınca dahil olacağınıza eminim.


Bu yeniliğe ortak olmak için sosyal.hurriyet.com.tr tabanına üye olarak kendi Hürriyet sayfanızı oluşturmak çok basit adımlardan geçiyor. Twitter , Facebook ya da mail adresiniz ile bir kaç saniyenizi alacak onay işlemi ile kayıt olarak kendi haber dünyanızı oluşturmanın ilk adımını atmış oluyorsunuz .

Ayrıca sosyal medya hesaplarınızı Hürriyet Sosyal hesabınıza bağlayarak sosyal ağınızda geniş bir paylaşım köprüsü oluşturup arkadaşlarınızın ya da kullanıcıların sizi takip etmesine olanak sağlarken akışınızı tek bir platformda yönetebilir  ve sosyal medya profili gibi kişisel fotoğraflarınızı paylaşıp özel mesajlarınızı iletebilirsiniz sayfanızda. Kişisel kontak kurabilirsiniz tüm sosyal medya sitelerinden olduğu gibi.


Üyeliğinizi tamamladıktan sonra önünüze 100 den fazla kategori sunuluyor. Kişisel tercihlerinizi tamamlayıp bundan sonrasında ilgi alanınıza özel haberleri zahmetsizce okuyup kaliteli içeriklere rahatlıkla binlerce haberin arasında kalmadan ulaşabiliyorsunuz. Kişisel gazeteniz bu süreçte ortaya çıkıyor .

İlgi duyduğunuz kategorileri sadece ana başlıklarda sınırlı kalmayıp alt başlıklar ile de detaylandırabilme fikrine ne dersiniz peki ? :) Diğer üyelerin gönderilerine yorum yaparken onlarla mesajlaşabilme fikri alıştığınız ve sevdiğimiz bir özellik değil mi ? Ve bu özellik dünyada ilk kez bir haber sitesinde. Açıkcası Google plus platformunun yakalamak istediği sosyal gücü Hürriyet çok daha başarılı ve akılcı bir yenilikle sunmuş kullanıcılarına kullanım pratikliği ve çok yönlü oluşu ile. Kişisel paylaşımlarınızı Hurriyet.com.tr ana sayfa akışında ’Sizin Gönderdikleriniz’ başlığı altında görmek keyifli olmaz mı? Bence bundan sonrasını okuyun:)

Hepimiz haber okurken mutlaka yorumlarda bulunuyoruz fakat bu neden haberin kaynağına ulaşmasın ? "Neden eleştirilerimizi yüksek sesle iletmiyoruz?"  dediğimiz olmuştur . Hürriyet Sosyal beğendiğimiz haberleri bize öne çıkarma imkanı tanırken bir forum gibi tartışma platformu yaratıp yorumlarımızla katkıda bulunarak aktif bir okur olmanın yolunu açıyor bize.




İşin en güzel yanı ise sadece Hurriyet.com.tr haberleri değil dilediğiniz tüm sosyal içerikleri ve farklı site içeriklerini paylaşmanız mümkün . Bir blogger olarak sitemin kategorisine ait haberlere kolayca ulaşırken ilgili içeriklere yorum yapabilmek alternatif düşüncelerimi farklı sitelerden ekleyerek kendi arşivimi oluşturmak keyifli bir deneyim oldu açıkçası . E- çalışma & arşiv kültürümü oluşturup bunları tek bir platformda paylaşabilmek bana zamanla olan yarışımda oldukça katkı sağlayacak. Ayrıca kendi içeriklerimi paylaşarak yine Hürriyetin yüksek trafiğinden kendi siteme katkıda bulunabilecek olmam çok sevindirici oldu.

Mesleğimle ilgili gelişmeleri takip ederken hobilerimle ilgili güncel tüm yeniliklerden aynı anda haberdar olurken okurlarımla keyif aldığım içerikleri tek bir sosyal platformdan paylaşırken birbirimizi takip edebileceğimiz için iletişimimiz aksamayacak . Biliyorsunuz ki aynı anda bir çok sosyal medya hesabını yönetiyoruz ve dönem dönem trafik aksamasına uğramıyoruz değil ama bu platform ile sorunu aşabileceğime inanıyorum. Özel mesaj yolu ile ya da tartışma başlıklarım altında bana gelen soruları ya da eleştirileri tek bir yönetici panelinde barındırıp yönetebilme fikri oldukça zekice kurgulanmış projenin en başarılı ayaklarından .


Kullanıcı dostu ara yüzü ile alıştığınız sosyal medya mantığı ile birebir olduğu için benim gibi kısa sürede alışacağınıza eminim  . Örneğin Facebook ve Twitterdaki like işlemi Hürriyet sosyalde "Öne çıkar" butonu ile karşımıza çıkıyor. Öne çıkar butonu ile dilediğiniz haberleri ana sayfanıza taşıyıp kendi hashtaglarıinizi ve gündemlerinizi yaratabileceksiniz . Bu fikir oldukça heyecan verici çünkü kendi gündeminizi yaratırken sosyal ağlarda takipçilerinizle aktif paylaşımda bulunmaya devam edebilir ayrıca etkileşimlerinize göre Hürriyet tarafından önemsediğiniz yayınlarınız ön plana çıkarılacak ve yayın akışına yön verebileceksiniz. Okuyucusuna bu denli önem veren bir yayın devine bu yakışırdı zaten !

Aynı zamanda sevdiğimiz yazarları takip etme olanağımız olduğuna ayrıca değinmek istiyorum. işte bu noktada sosyal ağlardan bir kaç farklı özellikle öne geçiyor Hürriyet Sosyal : Sevdiğiniz yazarları takip ederken onların kişisel postlarını da görebileceksiniz .Neleri sevmişler sevmemişler bugün ne yapıyorlar gibi ... Bizlerle günlük hayattan kendi esintilerini paylaşacaklar . Sadece kullanıcılarla sınırlı olmayacak hareket alanınız özetle. Onların yazılarına yorumlarımızla daha aktif katılarak iletişim sağlayabiliyor olacağız.

Bu sistemin en heyecan verici yanı bir haber sitesini sosyal  ağ gibi kullanırken kendi dünyanızı oluşturabilmek ve daha çok kişiye ulaşıp kendinizi ifade edebilmek .

Daha özgür , daha aktif tartışabilen , sorgulayan ve paylaşabilen bir okuyucu olabilene ne mutlu.  Benim Hürriyetim ! Benim Gazetem , benim dünyam. Sizlerin de kendi Hürriyetinizi yaratmanız dileğiyle.

Sevgiler,

İçerik: http://www.kermitalemlerde.com/
Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Haziran 2014 Pazartesi

Dirty Works - Coconut Scrub

Bu ürün Gratis'in meşhur indirimlerinden birinde görmüştüm, harika ambalajı ve muhteşem hindistan cevizi kokusu sayesinde aklımı çeldi, 6-7 lira verip aldım.

Ancak kullanmaya başladığımda raftayken beni cezbeden hindistan cevizi kokusu, yerini bildiğin kusmuk kokusuna bıraktı! Ürünü daha katı bir şey zannediyordum, ancak kıvamı da kusmuk gibi. 


Sırf bitirmek için kullanıyorum ve kokusu yüzünden, sürer sürmez yıkıyorum. 
"Life's a Beach", "Don't you scrub up well!" gibi esprili yazıları bile o kötü kokuyu kamufle edemiyor.

Bu ürünü kullanıp da kokusunu seven var mı? Merak ediyorum :)

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Hindistan Cevizi Çılgınlığım!

Hindistan cevizinin her türlüsüne bayılıyorum. Parfümü, bakım ürünlerleri, yağı, kremleri... Ne bulursam severek kullanıyorum. Brezilya'dayken favori içeceğim hindistan cevizi suyu idi. Hatta yine Brezilya'dayken hindistan cevizi sütü ile yemek yapmıştım, nefis olmuştu.

Sanırım hayatta en sevdiğim koku hindistan cevizi kokusu. O yüzden ne bulduysam aldım. İşte koleksiyonum:

- Trader Joe's Coconut Oil: ABD'den 4-5$'a almıştım. Hayatımda kullandığım en iyi hindistan cevizi yağı. Kokusu bile beni öldürmeye yetiyor. Açıp açıp kokluyorum. O kadar harika bir şey ki, yiyesim geliyor. Zaten aldığım markette de yiyecek reyonunda satılıyordu :)
- Palmer's Şampuan: Henüz kullanmaya başlamadım ama müthiş olduğuna eminim.
- Organix Coconut Milk Saç Kremi: Hastasıyım! Hem harika kokuyor hem saçlarımı besleyip yumuşacık yapıyor. Bir tane de blog satışım için almıştım.
- Yves Rocher Noix de Coco Lip Balm: Yves Rocher alışverişimin yanında hediye olarak gelmişti, haliyle havalara uçmuştum. Ortalama bir lip balm ama kokusuna bayılıyorum.
- Dirty Works Coconut Scrub: Bunu da %50 indirimde görünce, cicili bicili ambalajına ve tabii ki hindistan cevizli olmasına dayanamayarak aldım. Ancak hiç memnun değilim. Yazısını yazacağım yakın zamanda.
- Kruidvat Coconut Body Lotion: Bu losyonu Hollanda'dan almıştım. Havaalanındaki çok sıkı güvenlik önlemlerine rağmen uçağa sokabilmiştim. O yüzden yeri ayrıdır ama hala sıra gelmedi kullanmak için :)
- The Body Shop Coconut Oil: Bu ürün saçların daha parlak görünmesine yardımcı oluyor. Saç uçlarım kuru görünüyorsa bundan sürüyorum. Harika kokuyor elbette ki.
- Palmer's Brazilian Kerain System: Brezilya fönü alternatifi, zararlı kimyasal içermeyen bu seti ABD'den almıştım. Becerikli bir arkadaşımın Ankara'ya gelmesini bekliyorum uygulamak için, kendi başıma halledemem :)

Veee parfümler. Daha önce hindistan cevizli parfümlerimi karşılaştırmıştım, aileye yeni üyeler katıldı. 

- Victoria's Secret - Coconut Passion: Pek kalıcılığı olmayan ortalama bir koku. Hindistan cevizinden çok vanilyayı andırıyor bana.
- Jennifer Lopez- Miami Glow: Hayatımın 2 parfümünden biri, hastasıyım! Tam sahil kokusu. Güneş kremi gibi kokuyor. Stokladığım ilk ve tek parfümdür :)
- Yves Rocher - Noix de Coco: Biraz ağır bir koku, vanilyayı andırıyor bu da. O kadar sıkmama rağmen ne kadarının bittiğini şişeden görebilirsiniz. Oldukça bereketli.
- Harajuku Lovers - G.: Bu parfümü ABD'den almıştım yine. Beklentilerimin altında kaldı kokusu. Çok kalıcı da değil.

Sizin de böyle takıntı derecesinde sevdiğiniz kokular var mı?

26 Mayıs 2014 Pazartesi

(Sonunda) Bitti de Gitti! #4

Bu yazıda bahsedeceğim ürünleri bitirmek için neredeyse 1 yıl uğraştım. "Bereketli nedir?" sorusuna cevap niteliğindeler. Bitirene kadar her gittiğim yere -Güney Amerika dahil- yanımda taşıdım.


1- Jüri özel ödülümüz La Roche-Posay'nin Ceralip isimli dudak nemlendiricisine gidiyor. Dudakları onarma, yumuşatma vaadi var ama parlatıcı niyetine kullandım. Bir numarası yok. Bu ürünü 10 ayda falan bitirebildim, inanılmaz, değil mi? Ve üstelik bu 10 ay boyunca basınçtan dudaklarımın çatladığı yerlere de gittim, ayazın ortasında da kaldım. İstisnasız her gün, en az 2-3 kez sürdüm! Bitmiyor arkadaş bitmiyor! Aslında dibinde az miktar kaldı ama tüpü makasla kesmek istemediğim ve artık yeni ürünlere başlamak istediğim için bıraktım.
Tebrikler La Roche-Posay, bitmeyen ürün yapmışsınız!

2- Bioderma Sensibio H2O - Bu ürünü bilmeyen yoktur zaten. Bu damacana boy makyaj temizleyicisini 5-6 ayda falan bitirebildim.

3- Yazısını daha önce yazdığım biricik Lancome Hydra Zen kremim. Bu favori nemlendiricimi ayıla bayıla rahat bi 9 ay kullandım. Benimle dünyayı gezdi. Kokusuna, nemlendirmesine, bıraktığı hisse ayrı ayrı hastayım. Pahalı olmasa alıp depolarım eve. İlk kez bir kozmetik ürünüm bittiğinde duygulandım, kavanozu kazıdım en ufak bi krem parçası kalmasın diye :)

4- DOA Kozmetik Melisa Kremi: Bu da bitmeyengillerden. Rahat 9-10 ay kullandım. Gün içinde sık sık ellerime krem süren bir insanım, bunu her gün kullandım. Hatta bi ara abartıp çantamda dolaştırıyordum. Sonunda bitti ve kardeşi olan fesleğen kremini açtım. Gelecek sene başında o da bitmiş olur diye umuyorum :)

5- Yves Rocher Papatyalı El Kremi: Bu geç biten bir ürün değil ama yine de ekleyeyim dedim. Kremden oldukça memnun kaldım. Sürdükten sonra bir yağlılık hissi vermeyip hemen emiliyor. Kokusu da rahatsız etmiyor. Ama fotoğraftan da gördüğünüz gibi tüpün dibinde kalan yerleri çıkartmak imkansız. Makasla kesmek istemediğim için bıraktım öyle. Yeni ürünler denemek istemeseydim bir daha alırdım.

Bir ürünü bu kadar geç bitiren bi ben miyim? Sizin de böyle bitirene kadar uğraştığınız ürünler oluyor mu?

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Hayal Kırıklığı - Real Techniques Pudra Fırçası

Daha önce blog'umda bahsettiğim gibi, Amerika'dan büyük bir hevesle MAC pudra almıştım. Ancak pudra fırçası almayı unutunca geldiğimden beri kullanamadım pudrayı. Geçenlerde Kozmela Real Techniques fırçalarda indirim yapınca RT Powder Brush'a kargo dahil 32,5 liraya sahip oldum. Büyük bir hevesle fırçamın gelmesini bekledim ancak tam bir hayal kırıklığı oldu.



 Fırçanın kılları gereğinden fazla uzun ve fazla. Bu yüzden şakaklar, burun kenarları gibi yerlere pudra süremiyorsunuz.
Pudrayı fırçayla bolca alsanız bile, fırça yoğun kılları yüzünden çok pudra yiyor. Yine aynı nedenlerde dolayı, kat kat pudra uygulasanız bile yüzünüzde bir değişiklik olmuyor; çünkü bütün pudra kılların arasında kayboluyor!
Fırçanın kıllarıyla sapın birleştiği yeri tutarak uyguluyorum ki en azından yüzümün dar kısımlarına girebilsin. Ancak yine de, yanak gibi nispeten geniş bölgelerde de pek bir kapatıcılık gözlemleyemiyorum. 
Sorun pudrada mı acaba diye düşünüp önceden kullandığım 1 liralık pudra aplikatörüyle uyguladım MAC pudramı, sonuç tatmin ediciydi. Yani; sorun Real Techniques'in bu -bence- berbat fırçasında.
 
 Bu fırçayı heyecanla bekliyordum; fakat son zamanlarda kullandığım en başarısız fırça çıktı. Aynı şekilde, Real Techniques allık fırçası da fazlasıyla uzun ve işlevsiz. Keşke fırçalarda da geri verme gibi bir şansımız olsaydı.

Real Techniques diye her ürünü iyi olacak diye bir şey yokmuş demek ki...

Bu üründen memnun kalan var mı aranızda?

24 Nisan 2014 Perşembe

Blog Satışımda Güncelleme!

Selamlar herkese!

Bildiğiniz gibi ABD seyahatim sırasında aldığım ürünleri satış blog'um olan http://hepsiamerikadan.blogspot.com.tr/'den satıyorum.
Kozmetik ürünlerinden sonra kıyafet, çanta, ayakkabı, güneş gözlüğü gibi ürünleri de ekledim.
Eklemediğim sadece 1-2 Tommy Hilfiger tişört, kapüşonlu GAP sweatshirt ve 2 adet Guess elbise kaldı. Evdeki ışığın fotoğraflamak için elverişsiz olmasından dolayı ileriki zamanlarda ekleyeceğim onları da.



Yine ABD seayhatim sırasında satılan aldığım ama bavula sığmadığı için mayısta arkadaşımın getireceği Nike ve Converse ürünlerini de anca haziranda ekleyebileceğim.

- Sıkça soruldu, ben de PTT ile konuştum. Kapıda ödeme mümkün, 100 tl'ye kadar olan ödemelerde 5 lira fazladan komisyon ödüyorsunuz, o kadar.
- 100 tl üzeri ürünlerde kargo bana ait.
- 1 günden fazla ayırma yapmıyorum.
- Ürünlerin hepsi orijinal, sıfır ve etiketleri üzerindedir.
- Toplu alımlarda, ürün miktarına bağlı olarak fiyatta ufak bi indirim yapıyorum. 
- İsterseniz Ankara içi elden teslim edebilir ya da yaşadığınız şehre kargoyalabilirim.

Kalabalık etmemek için satış blog'uma yeni eklediğim ürünleri blog'umda ya da instagram'da çok paylaşmıyorum, siz http://hepsiamerikadan.blogspot.com.tr/ adresinden kontrol edebilirsiniz ;)

İletişim için: akmayangozkalemi@gmail.com

8 Nisan 2014 Salı

Blog Satışım Başladı!

Uzun uğraşlar sonucu ürünlerin fotoğraflarını çekip satış blog'uma ekleyebildim. İlk part olarak makyaj malzemelerini ekledim, vakit bulduğumda Organix ürünleri ve kıyafet / aksesuar / ayakkabı yazılarını da hazırlayacağım.

Bu blog'da kalabalık olmasın diye ayrı bir blog açtım.
Satış Blog'um: hepsiamerikadan.blogspot.com  



Herhangi bir sorunuz olursa akmayangozkalemi@gmail.com'a mail atabilirsiniz :)

7 Nisan 2014 Pazartesi

ABD Kozmetik Alışverişim!

Herkese merhaba!
Bir önceki yazımda ABD'den gelirken getirmem gereken ürünleri, markaları sormuştum. Hepsini not ettim kenara. Gitmeden önce hali hazırda orada yaşayan blogger'lardan yardım aldım, neyi nereden ucuza alabilirim diye. Çok sevdiğim bir blogger olan Kozmetik Denizi beni gerek mağazalar, gerekse eyalet vergisi konusunda oldukça bilgilendirdi.

En başta yanlış bilinen bir inanışı düzelteyim: ABD ucuz bir yer değil! Doların kuru 2.2-2.3 tl arasında seyrediyor zaten ve ABD'de ne alırsanız alın, yiyecek, kozmetik, elektronik ve hatta kartpostal bile olsa, o ürünü aldığınız eyaletin vergi oranını da ayrıyeten ödüyorsunuz. Vergi oranı etiketlerde yazmıyor, kasada ayrıyeten ekliyorlar.
Mesela aynı ürünü New York'tan alırsanız %8.875 vergi öderken, California'da %10 vergi ödüyorsunuz.

Yani Apple Store'larda gördüğünüz o iPhone'lar da, Sephora ABD'nin web sitesinde gördüğünüz makyaj malzemeleri de vergisiz fiyatlar. 
Dolayısıyla, "Amerika'ya giden birini bulur ucuza getirtirim" düşüncesi artık çok da geçerli değil.

Bazı kozmetik markaları Türkiye'ye kıyasla çok uygunken, bazıları -The Balm gibi- Türkiye'nin 2-3 katı fiyata satılıyordu. Zaten her şeyim olduğu için ve belimi büken vergi oranları yüzünden kozmetik alışverişinde çok açılmadım :) İşte aldıklarım:

- Lush Ocean Salt Face And Body Scrub
- Lush Mask of Magnaminty
- Lush Bubblegum Lip Scrub 
Aslında Lush'a sadece lip scrub almaya gitmiştim. Ancak çalışanın ağzı o kadar iyi laf yapıyordu ki, aşırı pahalı olmasına rağmen diğer 2'sini de aldım :/ En son 8-9 sene önce, İngiltere'deyken Lush alışverişi yapmıştım. İngiltere gibi pahalı bir ülkede Lush en ucuz şeydi. Ancak ABD'de aşırı pahalı. Sırf el kadar Ocean Salt'a 20 küsür $ verdim, oradan hesap edin. Çok kazıklandığımı gören çalışan bana acımış olacak ki, Dark Angels'tan bir tutam hediye etti :)

- Jennifer Lopez- Miami Glow: "Hayatımın parfümü" diyeceğim 2 parfümden birisi. Ve hayatımda ilk kez, bir parfümün 2. şişesini alıyorum. İlki bitmedi, hayır; ama sıkılmadan bitireceğimi eminim. Zor bulunan bu parfümü bulmuşken stokladım. Fiyatı: 30$ + eyalet vergisi.

- Organix- Coconut Milk Conditioner: Hindistan cevizli her şeyin hastasıyım, hazır saç kremim bitmişken bunu da aldım. Saçlarımı yumuşacık yapıyor, severek kullanıyorum. Organix markasından başka ürünler de blog satışımda yer alacak.

- Trader Joe's Tea Tree Tingle: Trader Joe's, ABD'nin kendi üretimi olan organik ürünleriyle meşhur marketler zinciri. Büyükçe bir süpermarket düşünün, satılan neredeyse her şey kendi üretimleri; aynı zamanda organik ve oldukça kaliteli. Bu şampuanı sülfat içermediği için aldım. Bir Otacı değil; ama sevdim yine de.

- Harajuku Lovers- G.: Bu parfüme yıllarca iç geçirerek baktım, zira çok pahalıydı. Gwen Stefani'nin çıkardığı bu serinin çok tatlı ambalajları var. Zaten bir hindistan cevizi kokusu olunca direkt atladım. 10 ml'lik parfüme 10$ + eyalet vergisi verdim. Yüksek beklentilerime rağmen parfümü aman aman beğendiğim söylenemez.

- Bath & Body Works: Bu marka da, ABD'de yaşayan blogger'ların sık sık "bilmemkaç tane ürününü 2$'a aldıııım" gibisinden paylaşımlarıyla tanıdığım bir markaydı; ancak ne hikmetse o indirimler bana denk gelmedi :) Bu ürüne de saf şeker kokusu yüzünden bayıldım, severek kullanıyorum. 

- Beauty Blender: Sephora'dan 20$ + eyalet vergisine aldım. İzlediğim video'larda daha büyük görünüyordu, ancak minicik bir ürün. Çok merak etmesem hayatta o kadar parayı vermezdim. Birkaç kez kullanma fırsatım oldu, aman aman bayıldım diyemeyeceğim, ancak denedikçe göreceğiz...

- Palmer's Coconut Oil Formula - Brazilian Keratin System: Taaa ekim ayında, Brezilya'da Brezilya fönü yaptırmıştım. Formaldehitsiz keratinle yaptırdığım için, kuaförüm fönümün 2-3 ay dayanacağını söylemişti. Ama o da ne? Saçlarım hala düz! :) Ancak her ihtimale karşın bu doğal ve fiyatı uygun keratin bakımı setini aldım. İçindeki ürünler Brezilya fönünce kullanılanlarla aynı; ama daha yumuşak formüllü. Fiyatı 10-20$ arasındaydı. (eyalet vergisi hariç)

Gelelim makyaj malzemelerine!

Başta da dediğim gibi, her şeyden 3'er 5'er olduğu için çok açılmadım.
- Tarte Lip Surgence - Instant Bride: Bu ürünü New York'ta bir arkadaşımla buluşmadan önce Sephora'da deneyip hastası olmuştum. Buluşma süresince rujum çıkmasın diye çok özen gösterdim :) Daha sonra dayanamadım ve bir ruja 25$ + eyalet vergisi ödeme pahasına aldım bu bebeği. Ruj swatch'larında felaketim; ancak bir yolunu bulursam mutlaka yazısını yazacağım.

- MAC Mineralize Skinfinish Natural: MAC'ten bir pudra almak uzun zamandır aklımdaydı. Hazır Golden Rose pudram kırılmışken bunu aldım, fiyatı 30$ + eyalet vergisi. Ancak bir sorun var, pudra fırçam yok ve ABD'deyken aklıma gelmedi bu gerçek :) Aklımda Real Techniques pudra fırçası var ama sizin önerdiğiniz güzel bir fırça var mı?

- Bobbi Brown Long-Wear Gel Eyeliner- Espresso Ink: MAC'in Blacktrack'inin hastası olarak bir de kahverengi bir jel eyeliner istiyordum ve farklı markalara da şans vermek istediğimden, bu ürün 1-1,5 yıldır aklımdaydı. Gittiğim her ülkede bunun fiyatına bakıyordum. Sonunda Blacktrack'in dibini görmeye başlayınca bunu almanın zamanı geldiğine karar verdim ve çok da ucuz olmayan bir fiyata aldım. 24$ + eyalet vergisi. Bir eyeliner'ın rahat 2 yıl gittiğini göz önüne alırsak, çok da acımadığım bir alışveriş oldu.

- MAC- In Extreme Dimension Lash Maskara: MAC'te aldığım makyaj eğitimi sırasında bana uygulanan ve hayran kaldığım bir maskaraydı. 2 rengi var, normal ve koyu. MUA, beyaz tenli olduğum için normalini tavsiye etti. Fiyatı 20 küsur dolar + eyalet vergisi. Elimde bitirilmeyi bekleyen birkaç tane maskara olduğundan, birkaç ay daha hasretle kendisine bakacağım :)

Yine çooook uzun bir yazı oldu ama her uzun yazıdan sonra sıkılmadan okuduğunuzu söylediğiniz yorumlar oluyor, o yüzden son olarak da, ABD'deki müşteri memnuniyeti hakkında bir şey yazacağım.

ABD'de insanlar sürekli gülümsüyor, birbirine yol veriyor, tanışmayan insanlar selamlaşıyor, size yardım teklif ediyor. Müşteri ilişkileri de aynı şekilde. Bir mağazaya girdiğinizde, çalışan kişi gerçekten gülümsemeyerek sizi selamlıyor ve asla
peşinizde dolanmıyor. Bir kez "yardımcı olabileceğim bir şey var mı" diyor, siz "yok" deyince, "peki, bir ihtiyacınız olursa ben buradayım" diyor ve işiniz düştüğünde gerçekten de kolayca bulabiliyorsunuz onu. 

Diyelim ki bir pantolon alacaksınız ama bedeninizi bilmiyorsunuz. Çalışan kişi gelip size soruyor zaten aradığınız bir şey olup olmadığını. Siz durumu açıklıyorsunuz, mağazadaki bütün kotları -hatta depodakileri- tarıyor, sizin bedeninize uyan bütün kotları sıralıyor önünüze. Hiçbir şey almasanız bile sürekli gülümser haldeler.

Bath & Body Works mağazasına girer girmez, reyonlar arasında dolaşan kadın bana acayip sempatik bir şekilde "hello hello helloooo sunshine!" demişti; bu ABD'de çok normal bir şey. Kasiyerler size "babe", "sweetheart" diye hitap edebilir, saatlerdir ayakta olmalarına rağmen son derece sıcak bir şekilde sizinle arkadaşınızmış gibi günlük muhabbetlere girebilirler.

En güzeli ise Sephora'lar! Gidin, istediğiniz markanın standından, istediğiniz ürünlerle makyajınızı yapın, çıkın. Kimse bir şey demez ya da sizi takip etmez. O yüzden kızlar Sephora'ya makyaj yapmak için gidiyordu-tabii ben de :) Hem merak ettiğim ürünleri deneme fırsatı buldum hem yeni markalar tanıdım hem de oradaki acayip yardımsever MUA'lara bir güzel makyaj yaptırdım :)

ABD'de herhangi bir mağazada, isterse içerisi mahşer yeri gibi olsun, kimden yardım isterseniz isteyin, size yardım etmek için çırpınırlar; çünkü müşteri en önemli şeydir.
Aynısının Türkiye boyutunu ise sizlerin yorumuna bırakıyorum...:)


ABD'den aldığım Physicians Formula, Revlon, Organix, EOS, Hard Candy, Maybelline gibi markaların ürünlerinden oluşan blog satışım ileriki günlerde ve ayrıca Michael Kors, Tommy Hilfiger, GAP, Guess, Columbia, Sketchers gibi markaların ürünlerinden oluşan satışım da onun ertesinde başlayacak ;)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

ShareThis